MAYIS AYI ŞEHİTLERİ

İBRAHİM KAYPAKKAYA
1949 yılında Çorum Alaca’da doğdu. TKP/ML kurucusu. Hasan¬oğlan Öğretmen Okulu’nda, Çapa Yüksek Öğretmen Okulu ve İÜ Fen Fakültesi Matematik-Fizik Bölümü’nde okudu. FKF Çapa Şubesi’nin kuruluşuna katıldı. 1968 yılında TİP Eminönü ilçe teşkilatına üye oldu. Ant ve Türk Solu dergisi yazı kurulunda bulundu. Amerikan 6. Filosunu protesto eylemlerine katıldı .MDD-SD tartışmalarında önce SD, sonra MDD tezini benimsedi. TİP’ten ihraç edildi. Doğu Perinçek liderliğinde bir oluşum olan PDA -TİİKP içinde yer aldı. Bilahare bu hareketten ayrılarak arkadaşlarıyla TKP/ML’yi kurdu. 24 Ocak 1973’te Dersim kırsalında yakalandı. 3,5 ay gözaltında kaldı. 18 Mayıs 1973’te Amed’te gözaltındayken işkenceyle şehit düşürüldü.

MAYIS ŞEHİTLERİ




***



Başka mücadele biçimleriyle de, Mayıs ayı halk tarihindeki gerçek yerine uygun bir anlamla yaşamalı ve yaşatmalıyız. Mücadele bu biçimde sürebilmeli, kesintiye uğramamalı. Onu bir gelenek haline getirerek devam ettirme ve bu biçimde geliştirmek gerekir. Büyük savaş kahramanlıkları yapıldı. Fakat kahramanlıkları anlama, değerlendirme gücü ve derinliğini gösterme zayıflığımız var. Bunu kendi tarihimize uygun değiştirmemiz gerekiyor. Kendi emeğine, değerine sahip çıkabilen, onu her koşul ve ortamda her zaman yaşayan ve yaşatmasını bilen bir güç olmamız gerekiyor. Kendine saygı bununla olur. Böyle olana başkaları da saygı duyar. Mücadele değerlerini sahiplenmek, onları temsil etmek ve onları yaşatmak böyle olur. Bundan daha önde gelen bir neden, bizi bağlayan bir durum var mı? Olmaması gerekiyor. Kendimizi ifade etmemizin bundan daha değerli, daha çarpıcı yolu var mı? Hayır yok. O zaman kendimizi iyi bilmemiz lazım. Neyiz, nereden geldik, neyi ifade ediyoruz, hangi değerler üzerinde yaşıyoruz, güç kaynaklarımız gerçekte nedir, hangi ödevlerle yüklüyüz? Bunu her zaman kendimize sorabilmemiz, her zaman bu sorulara doğru ve yeterli cevap verebilmemiz gerekli. Çünkü ciddiyet, saygı, olgunluk, geleceği yaratma azmi ve tutkusu buradan geçer. Birinci sırada bu geliyor. İnsan olmanın en ayırt edici yanı; kendi temel değerleri içerisinde sıralama yapabilmesi, kendisini temsil eden değerleri ölümüne sahiplenebilmesidir. Bunların başında şahadet gerçeği geliyor. Bu, insanlık uğruna, insanların gelişimi uğruna, yaşamlarını ödünsüz, karşılıksız ve çıkarsız feda etme gerçeğidir. PKK böyle bir gerçeği, çağdaş dönemde Kürdistan'da, Kürt halkı için binlerce büyük fedai biçiminde yarattı. Ona ideolojik-politik bir anlam yükleyerek, onu en keskin yaşam ve eylem biçimi haline getirerek yarattı. Biz bu gerçeğin içindeyiz.
Bu gerçeği iyi anlamak, iyi bilmek, bundan sonrası için söz söyleyip yaşayabilmek açısından, bunun temsilini, anılarını yaşatmanın gereğini yerine getirmek zorundayız. Halklar açısından da böyle.
Dünyada temel değerler üzerinde gelişme sağlamamış hiçbir halk yoktur. Böyle değerleri yaratamayan halklar tarihte erimişlerdir. Tarihte iz bırakan, varlık ortaya çıkartan ve tarihi gelişim içerisinde yer alan halklar bunu neyle yaparlar? Kendilerine özgü değerler yaratmakla, yaşam çıkarmakla, kendilerine ait olma bilincini, gücünü ve iradesini yaratmakla yaparlar. Bu bilinci, iradeyi, gücü ifade eden, bu değerleri temsil eden ve en önde gelen değer ise şehitler ordusu ve şahadet gerçeği oluyor. Halklar şunu çok iyi biliyorlar; varlıkları, en kritik süreçte kendilerini feda etmiş insanların yaşamı üzerine kurulmuştur. Onun için de bu temel değerlere her zaman saygı ve hürmetle yaklaşıyorlar. Onları her zaman yüceltiyorlar ve büyük bir bağlılıkla, doğru yaşama ve yaşatmak bilinciyle temsil etmeye çalışıyorlar. Bu olmadan halk olmaz. Gerçek anlamda insan da olmaz.

FERHAT KURTAY

1949 yılında Kızıltepe´nin Xurs(Uluköy) köyünde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kızıltepe ve Mardin´de sürdürdü. Lise eğitimini İstanbul Haydarpaşa ve Sarıyer lisesinde gördü. Üniversiteyi Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektirik Mühendisliği bölümünü bitirdi. Uzun süre Mardin Köy elektirikfikasyon baş muhendisi olarak görev yaptı .Devrimci düşüncelerle okul yıllarında tanıştı.. Devrimci düşüncelerle okul yıllarında tanıştı. Dünya ve Türkiye Devrimci Hareketlerinden etkilendi. 1978´den sonra kurdugu resmi ilişkilerle partiye aktif katılımını sagladı. Mardin bölge örgütlenmesinde hazırlik komitelerinin oluşumunda direkt görev aldı. Ayrıca, merkezi yayın organlarının bu bölgede konumlandırma ve dagıtımını üstlendi. 23 Kasım 1979 günü M.Hayri Durmuş ve diger arkadaşlarla birlikte kaldıkları bir evde tutuklandılar. 17 Mayıs'ı 18 ze bağlayan gece Amed zindanının (Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi) 33. koğuşunda zulme, işkenceye ve dayatılan ihanete dur demek için 4 arkadaşıyla birlikte bedenlerini ateşliyerek ölümsüzler kervanına katıldılar.

YUSUF ASLAN
Yusuf, 1947 yılında Yozgat'ın bir köyünde doğdu. Ortaöğrenimini dindar ve anti-komünist eğilimlerle, gelenekçi önyargıların güçlü olduğu bir çevrede tamamladı. 1966'da ODTÜ'ye girdi. Bir yıla kalmadan ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü'nün üyesi oldu, Dev-Genç içinde çalışmaya başladı. Bu dönemden itibaren önce hazırlık okulunda, sonra da mühendislik fakültesinde patlak veren boykotların ve hemen ardından ODTÜ işgalinin önde gelen örgütçülerinden oldu. İlk yargılandığı eylem, CIA ajanı, Amerikan Büyükelçisi Commer'in arabasının yakılmasıydı.
1969 yılında arkadaşlarıyla birlikte Filistin'e gitti. Burada helikopter ve uçak pilotluğunu öğrendi. Traktörden helikoptere kadar her türlü aracı büyük bir ustalıkla kullanıyordu.
1970 yılında kurulan THKO'nun kurucusu ve önderlerinden olan Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş'le birlikte Nurhak'a dağdaki gerilla grubuna katılmaya giderken, Sivas Şarkışla'da yaralı olarak yakalandı. Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı. 6 Mayıs 1972'de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan'la birlikte idam edildi.

MEHMET KARASUNGUR
Mehmet Karasungur ku endamê Komîteya Navendî yê PKKê bû, di sala 1983’yan de, bi tevî Îbrahîm Bîlgîn ji aliyê hêzên YNK’ê ve hatin şehîd kirin.
Mehmet Karasungur di sala 1947’an de li navçeya Çew¬lik Ki¬xiyê li gundê Darabiyê jidayik¬bû. Dibistana seretayî li gundê xwe, dibistana navîn û lîseyê jî li Çew¬likê qedand. Beşê matematîkê ya Înstîtuya Perwerdeya Erziromê qe¬dand. Di sala 1972’an de dema ku li Mereşê mamostetiyê dike, ji ber xebatên şoreşgerî sûrgûnî Cola¬mer¬gê têkirin. Salên pişt re dema ku li Şebinkarahisarê wezîfeya xwe ya mamostetiyê berdewam dike, di sala 1975’an de tayîna wî ji bo Lîseya Çewlikê derdikeve. Karasungur, du vekirina Komeleya TÖB-DER şaxê Çewlikê de pêşengiyê dike û di rêvebiriyê de cîh digire. Kara¬sungur di dema wezîfeya xwe ya li Çewlikê Mehmet Xeyrî Durmuş nas dike. Li qereqola ku di sala 1976’an de lê têgirtin, jiber ku li mûdûrê Emniyetê daye, heta ku dikeve komayê rastî êşkenceyên tund tê. Karasungur, ji ber xebatên polîtîk deşîfre dibe û di sala 1978’an de li Çewlikê wezîfeya xwe ya mamostetiyê berdide û dest bi şoreşgeriya profesyonel dike. Karasungur, wekî rêxistinvanê berxwedanên Hîlwan û Sêweregê di Têkoşîna Azadiya Kurd de dewsên kûr dihêle û di sala 1980’an de derbasî herêma Lûbnanê dibe. Di sala 1982’an de derbasî Başûrê Kurdistanê dibe û ji bo sazkirina Yekîtiya Neteweyî û dawîdayîna nifaq û neyartiya di navbêra rêxistinên Kurd de, her wiha ji bo sazkirina xeta yekîtî û têkoşîna hevbeş gelekî dixebite. Dîsa ji bo wezîfeyeke wiha diçe biryargeha PDKê. Lê belê di wê demê de hêzên Yekîtiyê davêjin ser biryargehê û di encama vê êrîşê de di 2’yê gulana sala 1983’an de tevî hevalê xwe Îbrahîm Bîlgîn şehid dıkevi.

EŞREF ANYIK
1960 yılında yoksul bir ailenin cocugu olarak Viransehir´in bir köyünde dünyaya geldi. Yoksul olusundan dolayı, ancak ilkokul okuyabildi. Daha kücük yaslarda ailesinin maddi gecimini sağlamak icin büyük bir sorumluk altinda girmişti. Ailesiyle birlikte Adana´da ırgatlık ve metropollerinde cesitli yerlerinde sıradan işlere kadar koşuşturdu. Eşref Aynık, ülke genelindeki gelismeler ve özellikle Hilvan mücadelesinin yarattığı etki ile PKK saflarında yerini aldı. Feodal cetelere karsi silahli eylemlilikler icerisine girerek aranmaya başladı. Hilvan mücadelesinde devletin askeri güclerine karşı catışma icerisinde iken yakalandı. Esat Oktay´ın tüm igrenç ihanet dayatmaların karşı arkadaşlarıyla birlikte hareket etti. Diyarbakır cezaevinde 18 Mayıs gecesinde DÖRTLERIN eyleminde yerini aldı.

Di sala 1960’an de wekî zarokê malbateke xîzan li gundekî Wîranşehîrê jidayikbû. Ji ber xîzaniyê encex dibistana seratayî karî bixwîne. Hê di temenên xwe yê biçûk de ji bo debara malbatê ketibû bin berpirsyariyeke mezin. Bi malbata xwe re li Edenê karên emeletî û li metrepolan di gelek karan de xebitî. Eşref Anyık, bi bandora pêşkeftinên gelemperiya welêt û bi taybetî bi bandora têkoşîna Hîlwanê di nava refên PKK’ê de cîh girt. Di nava çalakiyên çekdarî yên dijî çeteyên feodal de cîh girt û êdî hêzên dewletê lêdigeriyan. Di têkoşîna Hîlwanê de dema ku di nava şerekî li dijî hêzên leşkerî yên dewletê de bû, hate zeftkirin. Li hemberî hemû kirinên xiyanetê ku yek ji generalên Tirk Esat li ser wan ferz dikir, bi hevalên xwe re tevgeriya. Li zîndana Amedê şeva 18 gulanê di çalakiya ÇAR’an de cîhê xwe girt.

HAKİ KARER
Haki Karer, Ordu Ulubey’de 1950 yılında doğdu. İlk, orta ve liseyi Ordu’da okudu. Üniversiteye A.Ü. Fen Fakültesinde başladı. 1970 sonrası gelişen devrimci gençlik hareketinde etkilenen Haki Karer, kısa sürede devrimci düşünceleri benimsedi. Aynı süreçte Kemal Pir ve Başkan Apo ile tanıştı. 1973’te ADYÖD’te organizatör düzeyinde sorumluk üstlendi. 1976 Dikmen toplantısında alınan ülkeye dönüş kararıyla birlikte önce Batman’a daha sonra Antep’e gitti. Antep’te başarılı bir pratik sergiledi. MIT’in kontrolünde kurulmuş olan "Sterka Sor" adlı kontra örgüt devreye sokularak, Haki Karer, Antep’te Alaattin Kapan adlı unsurla tartışmaya davet edildi. Randevu Mayıs ayının 18’inde Antep’in bir kahvehanesinde gerçekleşti. Hazırlanan bu çirkin tuzak sonucunda, 18 Mayıs 1977’de Haki Karer şehit edildi.
18 Mayıs 1977'de emek kahramanı ve büyük enternasyonalist devrimci olarak anılan Haki KARER, istihbarat güçleriyle işbirliğinde olduğu ortaya çıkan Sterka Sor adlı bir örgüt tarafından şehit edildi. Kürdistan Demokratik Konfederalizm Önderliği, Haki Karer için o dönem şu değerlendirmeyi yapar: "Kürdistan devriminin gereğini kavradığı andan itibaren üniversitenin son sınıfını terk edip yatağını sırtladığı gibi, hiç tanımadığı ülkemize yönelmekte tereddüt etmedi. Beş kuruşu olmadığı zaman hamallık yaparak mücadeleyi yürüttüğü günler az değildir. Kendisini yakından tanıyanlar en yırtık elbiseleri kendisinin giydiğini, aylarca tek öğün basit bir kahvaltıyla yaşadığını unutmazlar. Tüm olumsuzlukların aşılması için çevresine bir esin kaynağıydı. Yanında bulunanlar zamanın nasıl geçtiğini fark etmezlerdi. Onunla her zaman birlikte yaşamaya can atarlardı."
Önderliğin; "iliklerimize kadar sarsıldık, parti olmaya karar verdik" dediği, mücadelemizin partileşme sürecine girdiği olaydır. Böyle temel halkalar var. Merkezinde Haki arkadaşın şahadetinin yer aldığı, sayısı on binlerle ifade edilen şehitler gerçeğimiz neyi ifade ediyor? En olumsuz ortamda, ulusal yok oluşun dayatıldığı, her türlü baskı ve sömürünün halk üzerinde hakim kılındığı bir ortamda bunun bilincine varmak, bunda kurtuluşun yolunu yöntemini aramak, bunun bilincini, ideolojisini ortaya çıkarmak, bu ideolojiyi yaşatmak azminde ve kararlılığında olan devrimci militan parti yaratma mücadelesini ifade ediyor. Kürdistan'da bu '70'ler boyunca yapıldı. Bu, en olumsuz koşullarda gerçeği arayıp bulmak, Kürt ve Kürdistan gerçeğini tanımlamak, onu içinde bulunduğu geri ve onursuz durumdan çıkarıp kurtuluşa götürme yönünde bir ideolojik-politik çizginin yaratılması ve onu hayata geçirme kararlılığında olan öncü bir grubun ortaya çıkartılması eylemidir. Böyle bir çalışma bile Kürdistan'da zorla oldu. Büyük cesaret fedakarlık ve direngenlik istedi. Kan pahasına, şahadeti göze alma pahasına oldu. Bunun için parti savaş vermek, şiddet kullanmak, savaşın ve şiddetin içerdiği bedeli göze almak zorunda kaldı.

 
SON DAKİKA HABER
 
 
Bugün 30 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol